Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, kongrenin açılışında yaptığı konuşmada, “İş dünyasının geleceğine dair yepyeni perspektifler kazanmak, büyük değişimlerin yarattığı fırsatları değerlendirmek ve "yeni sürümlere hazır olmak" için toplandık. Bu önemli platformun, iş dünyasının kendini yenileyerek dönüşümlere uyum sağlama çabasında, yol gösterici bir rol üstleneceğine inanıyorum” dedi. Turan, uzun süredir hem çoklu krizlerle hem de kapsamlı dönüşümlerle tanımlanan bir çağ içinde olduklarını, benzer şekilde dönüşümlerin de baş döndürücü olduğunu söyledi.
Bugün dijital teknolojilere ve yeşil ekonomiye geçişin "ikiz dönüşüm" olarak adlandırıldığını belirten Turan, sürdürülebilirlik ve yeşil ekonomi kavramlarının stratejik olarak giderek daha kilit konuma yerleştiğini vurguladı. Turan, başta yapay zeka olmak üzere yeni teknolojilerin dönüştürücü etkilerini artık kendilerinin de yaşamlarında deneyimlemeye başladıklarına değinerek, "Yenilenmeye açık olup çevik bakış açısıyla riskleri ve fırsatları ayırt edebilmek, günümüzde ister kurumsal, ister uluslararası sahada olsun rekabet gücünü belirleyen ana etmen olmuş durumda. Yalnızca risklerden kaçınmak ya da fırsatlara kontrolsüzce atılmak yerine ikisinin dengesi üzerinde ilerlemenin, geleceğin belirsizliklerine karşı sağlam temel oluşturmanın da anahtarı olduğuna inanıyorum. Her iki alanda da başarılı olmamızın formülü ise adaptasyon. Bir diğer deyişle uyum sağlama becerimiz olacaktır" diye konuştu.
“Yeni teknoloji geliştiren ülkeler küresel sistemde daha güçlü konum elde ediyor”
Dönüşüm dalgalarına zamanında uyum sağlayamayan ülkelerin küresel rekabet yarışında geri kaldığına, kalmaya da devam edeceğine dikkati çeken Orhan Turan, “Yeni teknolojileri geliştiren, sürdürülebilir sanayi ve enerji yaklaşımlarına geçiş yapan ülkelerin güvenilirliklerini arttırdığını, hem ekonomik olarak ileri gittiğini hem de küresel sistemde daha güçlü konum elde ediyorlar” diye konuştu.
Turan, yeni dünya düzenine ayak uydurmanın en önemli adımının eğitimden geçtiğini, bugün okula başlayan çocukları mezun olduklarında bambaşka bir iş dünyasının beklediğini dile getirdi. Mesleklerin değiştiğini, eğitim sisteminin de bu değişimlere yanıt verecek bireyler yetiştirmek üzere yeniden yapılandırılması gerektiğinin altını çizen Turan, yeni dünya düzeninde rekabetin belirleyici gücünün yüksek teknolojiden geçiyor. Ülkemizin Küresel Rekabet Endeksi içinde yüksek teknoloji ihracatındaki konumu Güney Avrupa ülkelerinin de gerisinde. Yüksek teknolojili ürünlerin payını yükseltecek, teknoloji üretme ve entegrasyon yetkinliğimizi artıracak bütünsel yatırımlar stratejik önemde. Birleşmiş Milletler tarafından yapılan bir araştırmaya göre, yapay zekanın da aralarında olduğu 17 ileri teknolojinin, 2030 yılına kadar 10 trilyon dolarlık bir pazar yaratabileceği tahmin ediliyor. Bu oran, Hindistan ekonomisinin mevcut büyüklüğünün yaklaşık üç katına tekabül ediyor. Geleceğin ekonomisi dijitalleşmenin yarattığı değer üzerinden şekilleniyor” şeklinde konuştu.
“Sürdürülebilirlik ve yeşil ekonomi kavramlarına ayak uydurmalıyız”
Yüksek teknoloji düzeyini arttırmak zorunda olduklarını dile getiren Turan, yüksek teknoloji üretim ekosistemini geliştirecek, küresel rekabetin dinamiklerini dikkate alan odaklı AR-GE programlarını sürekli şekilde güçlendirmeye ihtiyaçları olduğunu vurguladı. Turan, daha kilit konuma yerleşen sürdürülebilirlik ve yeşil ekonomi kavramlarına ayak uydurmaları gerektiğini belirterek, şöyle devam etti: "Unutmayalım ki, yeşil dönüşüm ve dijital dönüşüm iç içe geçen alanlar. Sürdürülebilirlik, dijital teknolojileri de etkin şekilde kullanmamızı, dijital dönüşümü başarmamızı gerektiriyor. Değişime uyum sağlama hızımızın dış dünyadaki değişim hızından yavaş olmaması gerekiyor. Türkiye de çok büyük, çok potansiyelli ülke. Unutmayalım ki, geleceğimizi bugün atacağımız adımlar şekillendirecek. Bu adımlar, birbiriyle etkileşim içerisinde kartopu misali büyüyerek ve diğerlerinin etkisini büyüterek bizi daha iyi bir geleceğe taşıyacak."
“Fırtına var diye fırtınadan şikâyet etmeyin”
Başarılı olmanın en önemli şartının inanç olduğunu dile getiren Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, “Moral bozarak, "yapamayız, edemeyiz" demeniz halinde başarılı olamazsınız. İnandığınız, emek verdiğiniz, liderlik ettiğiniz ve birbirinizle uğraşmayı bitirdiğiniz takdirde başarılı olacaksınız” dedi. Büyükakın, katılımcıların birçoğunun dünyanın başka bir ülkesine gittiğinde iş ve çalışma imkânı bulabilecek insanlar olduğuna dikkati çekerek, "Kendinizi lütfen küçümsemeyin. Yapacağınıza inanın. Bu ülke bunu başarır. Eskisinden çok daha güçlü bir aradayız. Eksiklerimiz var ama kötümser olmayın. Fırtına var diye fırtınadan şikâyet etmeyin” ifadesini kullandı.
“İş dünyasına KalDer olarak rehber olmaya çalışıyoruz”
KalDer Yönetim Kurulu Başkanı Yılmaz Bayraktar, kongrenin amacının toplumu etkileyen güncel konularda farkındalık oluşturmak olduğunu vurguladı. Kalite kültürünü yaşam biçimine dönüştürerek Türkiye'nin rekabet gücünü ve refah düzeyini yükseltme amacı doğrultusunda çalışmalarını sürdürdüklerini aktaran Bayraktar, “Belirsizliklerin gölgesinde dahi uzun vadeli hedefler koymaya çalışan iş dünyasına KalDer olarak rehber olmaya çalışıyoruz” dedi.
Bayraktar, etkinliklerde paylaşılan bilgi ve deneyimlerin pek çok kurumun vizyonuna katkı sağladığını vurgulayarak, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Dünya Ekonomik Forumu'nun 2024 küresel risk raporunda bilgisizlik, yanlış ve yanıltıcı bilgi, aşırı hava olayları, toplumsal çözülmeler, siber güvenlik ve silahlı çatışmalar ön saftaki riskler arasında yer alıyor. İklim, ekonomik fırsat eşitsizliği, enflasyon ve zorunlu göç gibi konular da günümüzde diğer sorunlarımız arasında öne çıkıyor. Bu zorluklar iş dünyasında ve toplumda değişim ve uyumun kaçınılmaz olduğunu ortaya koyuyor. Bu değişimlerin önümüzdeki bir yıl içerisinde iş kültürünün, yönetim anlayışlarının ve ekonomilerin birçok alanında farklı etkiler göstereceğini gözlemliyoruz."